Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

ÖĞRETMEN KARİYER BASAMAKLARI. EKSİKLERİ NELER? NASIL OLMALI?
Adnan Hoyladı - 16 Ekim 2022
ÖĞRETMEN KARİYER BASAMAKLARI. EKSİKLERİ NELER? NASIL OLMALI?

İlk defa 2005-2006 eğitim-öğretim yılında yürürlüğe giren öğretmenlerin ve eğitimin kalitesini artırmayı amaçlayan öğretmen kariyer basamaklarında yükselme sınavı uygulaması, Anayasa mahkemesinin ilgili kanunun uzman ve başöğretmen unvanını alacak olanlara kota getiren hükmünü iptaliyle rafa kaldırıldı ve 2022 yılına kadar kanunda herhangi bir düzenleme yapılmadı. 16 yıl sonra çıkarılan öğretmenlik meslek kanunu, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Öncelikle her iki düzenlemeyi karşılaştıralım.
2006 Öğretmen Kariyer Basamakları    2022 Öğretmen Kariyer Basamakları
7 yılını dolduranlar öğretmenler, uzmanlık sınavına başvurabilir.    10 yılını dolduranlar öğretmenler, uzmanlık sınavına başvurabilir.
7 yılını dolduran ve doktorasını yapmış öğretmenler, başöğretmenliğe başvurabilir.    Doktora yapmış olsa bile 10 yıl öğretmenliğe ilave olarak 10 yıllık uzman öğretmen olarak çalışmamış olanlar başöğretmenliğe başvuramaz. 
Uzmanlıkta 6 yılını dolduranlar, başöğretmenlik sınavına başvurabilir. (Ancak bir defaya mahsus 13 yılını dolduranlar başöğretmenlik sınavına başvurabilir.)    Uzmanlıkta 10 yılını dolduranlar, başöğretmenlik sınavına başvurabilir.
Alanında veya eğitim bilimlerinde tezli yüksek lisans ve doktora yapanlar sınavdan muaf tutuluyor. (Daha sonra tezsiz yüksek lisans ve 5 yıllık fakültelerden mezun olanlar da dahil edildi.)    Alan fark etmeksizin yüksek lisans ve doktora yapanlar, sınavdan muaf tutuluyor. (Tezsiz yüksek lisan ve 5 yıllık fakültelerden mezun olanlar dahil)
Doktora yapanlar doğrudan başöğretmenliğe başvurabiliyordu.    Doktora yapanlar, daha önce uzmanlık almamışlarsa başöğretmenliğe müracaat edemiyor.
Askerlikte, aday öğretmenlikte geçirilen süreler dikkate alınmamıştır.    Askerlikte, aday öğretmenlikte, sözleşmeli öğretmenlikte geçirilen süreler dikkate alınmıştır.
Sınavdan 60 alanlar başarılı sayılıyor.    Sınavdan 70 alanlar başarılı sayılıyor.
Yukarıdaki tabloda 2006 ve 2022 yılında öğretmen kariyer basamakları için öngörülen belli başlı şartlar listelenmiştir. 2022 yılında yapılacak sınav için öngörülen şartların 2006 yılındaki şartlardan daha ağır olduğu görülmektedir. Bu çerçevede uzmanlık için öngörülen ve daha makul olan 7 yıl kıdem şartı, 10 yıla, başöğretmenlik için öngörülen uzmanlıkta 6 yıl kıdem şartı 10 yıla çıkartılmıştır. Bu, en az 20 yıl görev yapan öğretmenlerin başöğretmen olabileceği anlamına gelmektedir ki bu süre önceki düzenlemeye ve kariyer basamakları uygulamasından beklenen faydalara göre çok uzun olup makul olmaktan uzaktır. Ayrıca kariyer basamaklarını çalışma ve gayretleriyle tamamlamaya çalışan ve kendini yenileyen öğretmenler için ümit, çalışma aşk ve azmi kırıcı bir süredir. 
Her iki düzenleme arasındaki en önemli farklardan biri, 2006 yılındaki düzenlemede doğabilecek hak kayıpları ve mağduriyetlerin öngörülmüş olması ve bunları giderecek hükümler içermesidir. Bu kapsamda bir defaya mahsus, 13 yıl görev yapan öğretmenlere başöğretmenlik sınavına girme hakkı tanınmıştır. Ayrıca 6-7 yıl emek vererek doktora derecesine sahip olan ve 7 yılını dolduran öğretmenlere başöğretmenlik hakkı tanınmıştır. Ancak her iki durum, bu yıl yapılan düzenlemede göz ardı edilmiştir. Şöyle ki 16 yıldır sınavın açılmasını bekleyen ve bu zaman diliminde kendisine uzman olma fırsatı tanınmayan öğretmenler, başöğretmenlik sınavına alınmayarak mağdur edilmiştir. Diğer taraftan ciddi bir emek sarf ederek doktora derecesine sahip olan öğretmenlerin bu emekleri de göz ardı edilerek doktora yapmak değersizleştirilmiştir. Kaldı ki bakanlık, lisansüstü çalışmaları destekleme politikası izlemektedir.
2006’da yapılan ve bu yıl yapılacak olan sınav, içerik ve başarı puanı açısından farklıdır. 2006 yılında yapılan sınavda başarılı olmak için 60 puan almak gerekirken bu yıl yapılacak sınavda 70 almak gerekiyor.
2006 Öğretmen Kariyer Basamakları Sınav Konuları    2022 Öğretmen Kariyer Basamakları Sınav Konuları
Türkçe    Öğrenme ve Öğretme Süreçleri
Genel Kültür    Ölçme ve Değerlendirme
Pedagojik Formasyon    Özel Eğitim ve Rehberlik
Milli Eğitim Mevzuatı, Eğitim Yönetimi ve Eğitim Sistemi    Eğitim Araştırmaları ve Ar-Ge Çalışmaları
    Eğitimde Kapsayıcılık
    Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği
    Sosyal Etkileşim ve İletişim
    Dijital Yetkinlik
    Güvenli Okul ve Okul Güvenliği
    Okul Geliştirme ve Liderlik
    Sosyal Duygusal Öğrenme Becerilerin Geliştirilmesi
    Bilişsel Düşünme Becerileri
2 ayrı oturumda toplam 200 soru    Toplam 100 Soru
2006 yılında yapılan kariyer basamaklarında yükselme sınavında pedagojik formasyon konularına ilave olarak Türkçe, genel kültür ve mevzuattan da soru sorulmuştu. Her iki sınavın kapsayıcılık açısından eksikleri bulunmaktadır. Bu manada en önemli eksiklik, sınavda öğretmenlerin alan (branş) yetkinliklerinin ölçülmemesidir. 
Çağdaş dönemin koşulları gereği öğretmenlik mesleğinde de diğer meslekler gibi kariyer planlamaları kaçınılmazdır. Bu sebeple konuyla ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. 2006 yılındaki kariyer basamaklarında yükselme ile ilgili uzman öğretmenleri kapsayan bilimsel bir araştırma yapılmış ve bazı bulgulara ulaşılmıştır. Buna göre öğretmenler, düzenlemenin yapılmasını olumlu karşılamış ancak düzenlemenin var olandan daha nesnel kriterlere bağlanması gerektiğini belirtmişlerdir. Sınavı, alan bilgisi sorularına daha çok yer verilmesi kaydıyla olumlu karşılayan öğretmenler, sınavın uzmanlık için yeterli olmadığını, bunun yanında performansa dayalı nesnel ölçütlere de yer verilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Araştırmaya göre kariyer sınavı, öğretmenler ve özellikle uzun yıllar boyunca kişisel gelişimine katkıda bulunmayanlar için bir motivasyon oluşturmuştur. Yine araştırmaya katılan öğretmenlerin yarısı ekonomik katkı için sınava girerken benzer orandaki öğretmenler, sosyal statü için girmişlerdir. Öğretmenlerin kariyer sistemine genel olarak ekonomik kazanç açısından baktıkları tespitine yer verilen araştırmada kariyerlerine göre öğretmenlerin görevlerinin yeniden tanımlanması gerektiği teklif edilmiştir. Daha geniş çapta yapılan bir başka araştırmaya göre kariyer için öngörülen sicil notu, müfettiş değerlendirmeleri ve kıdem ölçütlerinin payının %5, etkinliklerin %15, eğitimin %30, sınavın %40 olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırmaya göre öğretmenler, kariyer sisteminin eğitimin niteliğini artıracağına inanmamaktadır. Aynı araştırmaya göre eğitim-öğretim etkinliklerinin belgelendirilmesinin kolaylaştırılması, hizmet içi eğitim sertifikalarının “eğitim” kapsamında değerlendirilmesi, yönetici atamalarında kariyer sahiplerine öncelik verilmesi, kariyer aralıklarındaki ücretlerin artırılması, kariyer için öngörülen sürelerin kısaltılması, verilen unvanların süreli olması, sınavda branş sorularına yer verilmesi gerektiği gibi sonuçlar elde edilmiştir. Farklı bir çalışmada uzman veya başöğretmen unvanı alan öğretmenlerin kendilerini daha çok sorumlu hissettikleri saptanmıştır. Zikredilenlere benzer sonuçların elde edildiği farklı çalışmalar da bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda benzer sonuçların alınması tesadüfi olmayıp bunlar öğretmenlerin ortak düşüncelerini ifade etmektedir. Ayrıca bu sonuçların elde edildiği çalışmaların her biri bilimsel yöntemlerle hazırlanan akademik faaliyetlerdir. Buna rağmen yeni düzenlemenin yapılmasında bu çalışmaların dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. 
Bu yıl yapılan düzenlemede en çok tartışılan hususlar, sınav, yüksek lisans derecesinde alan ayrımı yapılmamış olması, tezsiz yüksek lisans yapanların ve diplomalarında “yüksek lisans mezunu” oldukları belirtilenler ile “Yükseköğretim Kurulunca” öğrenim sürelerine bağlı olarak yüksek lisans derecesine sahip oldukları belirlenenlerin başvurularının kabul edilmesidir. Bu tartışmaların sebepleri arasında sınav karşılığında öğretmenlere zam öngörülmesi, tezsiz yüksek lisansın ücret mukabilinde yapılabiliyor olması, formasyon derslerinin lisans dönemini tamamladıktan sonra tezsiz yüksek lisans şeklinde alınması ve mezun olunan fakültenin öğretim süresinin 5 yıl olması yer almaktadır.
16 yıldır bekleyen öğretmen kariyer basamakları sorununu çözmeyi amaçlayan buna karşın kapsayıcılık açısından beklentileri karşılamayan, birkaç maddelik öğretmenlik meslek kanununun ekonomik bir iyileştirme olarak sunulması, öğretmenler nezdinde yapılacak sınavın kendilerine öngörülen zammın karşılığı olarak algılanmasına sebep olmuş ve meslek onuruyla ilişkilendirilmiştir. Bu durumda ülkemizin son yıllarda içinden geçtiği ekonomik sıkıntının; enflasyon ve hayat pahalılığının rolü büyüktür. Oysa 2006 yılında kariyer için sınavın öngörüldüğü düzenleme, öğretmenler tarafından eksik ama olumlu karşılanmıştı. 
Yüksek lisans düzenlemesinin belirtildiği şekilde genişletilmesi, mahkeme kararlarına dayanmaktadır. Çünkü 2006 yılında yapılan düzenlemeye açılan davalar neticesinde bahsi geçenler yüksek lisans yapanlar kısmına alınmak durumunda kalınmıştır. Ancak düzenlemenin bu şekli, formasyon derslerini lisans döneminde fazladan ders alarak tamamlayanlarla tezsiz yüksek lisans şeklinde alanlar arasında adaletsizliğe sebep olmaktadır. Nitekim alınan eğitim ve süreleri aynıdır. Diğer taraftan kendi alanı veya eğitim bilimleri dışında yapılan yüksek lisansın öğretmenin görevini yapma yönüyle nasıl bir nitelik kazandırdığı tartışmalıdır. Nitekim öğretmenlerde olması gereken en temel nitelikler arasında kendi alanında ve pedagojik formasyonda yetkin olma bulunmaktadır. Diğer taraftan tezsiz yüksek lisansın özellikle üniversitelerde ücret karşılığında yapılabilmesi, uzmanlığı hak etme yönüyle ahlakîlik tartışmalarına neden olmuştur.
Sınav tartışmalarının bir sebebi de öğretmenlerde oluşan itibarlarının değersizleşmesi algısı ve mental yorgunluktur. Öğretmenlerin genelinde son yıllarda öğrenciler lehine yapılan düzenlemeler sonucunda öğretmenlerin toplum nezdinde itibarsızlaştırıldığı algısıdır. Bu durumda son yılların öğrenci profilleri etkili olmuştur. Bu bağlamda bir kısım öğretmenler sınavın kendileri için itibar kaybına sebep olacağını düşünmektedir. Bunun yanında benzer tavırlara sahip her meslekte çalışanlar olabileceği gibi iş yükü almak istemeyen öğretmenlerin gerek kariyer basamakları sınavına gerekse performans sistemine olumsuz baktıkları görülmektedir.
Sorun Nasıl Çözülmeli?
Öncelikle sorun, paydaşlardan oluşturulan bir komisyon tarafından masaya yatırılmalı, müzakere edilmelidir. Bu komisyon, sahada çalışan her branştan seçilecek öğretmenler, sendika temsilcileri, ekonomi uzmanları, hukukçular ve bakanlığın görevlendireceği temsilcilerden oluşturulmalıdır. Ayrıca daha önce yapılmış saha araştırılmaları incelenmeli ve komisyonun gündemine alınmalıdır.
Bu çalışmada kabaca bir öğretmen kariyer basamaklarında yükselme önerisi getirilecektir. Öneri, tartışılıp geliştirilebilir. Kabul gördüğü takdirde uzmanlar tarafından yapılacak düzenlemeye bir bakış açısı kazandırabilir. Bu öneride öğretmenlerin dolayısıyla eğitimin niteliğinin artırılması amaçlanmaktadır.
Öncelikle kariyer basamakları, salt ekonomik bir kazanım olarak öne çıkmamalıdır. Ekonomik kazanımının yanında tayin sistemi, idarî görev alma, şube müdürlüğü, müfettişlik sınavı gibi diğer görevlendirmelerde de kariyer sahiplerine bazı öncelikler tanınmalıdır. 
Mevcut düzende öğretmenler hizmet puanı üstünlüğüne göre tayin olabilmektedir. Bu sistemde öğretmenler, çalıştıkları okulun bulunduğu bölgeye göre yıllık belli bir puan almakta, her yıl toplanan bu puanlara göre tayin olmaktadır. Okulların puanları ise zorunlu hizmet çerçevesinde çalışma şartlarının zorluğuna göre belirlenmektedir. Dolayısıyla zorunlu hizmet bölgesine atanan bir öğretmen, çalışma koşullarının daha iyi olduğu okullara gidebilmek için belli bir puanı toplamak durumundadır. Salt kıdeme dayanan bu sistem, DYK’da görev alanlara, lisansüstü çalışma yapanlara ve başarı belgesi alanlara ilave puan verilmesi şeklinde değiştirilmeye çalışılmış, ancak mahkeme kararı sebebiyle bu düzenlemeden vazgeçilmiştir. 
Mevcut hizmet puanı sistemi, performans puanı sistemine dönüştürülmelidir. Öğretmenlerin girdikleri ders sayıları, yaptıkları sınıf rehberliği çalışmaları, aldıkları kulüp rehberlikleri, yaptıkları zümre başkanlıkları, aldıkları yönetim görevleri, katıldıkları proje, kurs ve seminerler, çıkardıkları dergiler, ürettikleri eğitim materyalleri, bilimsel dergilerde alanlarıyla ilgili yayınladıkları makaleler, katıldıkları sempozyumlar, yarışmalarda aldıkları dereceler vs. puanla değerlendirilmeli ve her öğretmenin bir performans puanı olmalıdır. Bu puana zorunlu hizmet kapsamında çalışılan okula verilecek zorluk puanı da eklenmelidir. İl içi ve il dışı tayinler, bu şekilde oluşturulan puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır. Burada en önemli problem, bu puanlamaların tamamen nesnel ölçütlere göre yapılmasının sağlanmasıdır. Bu konuda idarelerinin yapabileceği kayırma ve haksız uygulamaların önüne geçilmelidir.  
Öğretmenlerin yaptıkları görevler, elde ettikleri kariyere göre yeniden tanımlanmalıdır. Öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmenlerin hangi görevleri yerine getirmeleri gerektiğinin belirlenmesi gerekir. Örneğin, idarî görev alabilmek için uzmanlık gerekmeli. Aday öğretmenlerin rehberlikleri, başöğretmenlere verilmeli. Buna benzer uygulamaların yanında kapsamlı düzenlemelere de gidilebilir. Bir teklif olarak okullar A, B ve C tipi olarak kategorize edilebilir. A tipi okullarda başöğretmenler, B tipi okullarda başöğretmen ve uzmanlar, C tipi okullarda ise tüm öğretmenler görev alabilirler. A tipi okullar, proje okulları olabilir. B ve C tipi okullar da çalışma şartlarına göre kategorize edilebilir. Burada her okul türünden A, B ve C tipi okulların belirlenmesine dikkat edilmelidir. Aksi takdirde bazı branşlar, mağdur edilebilir.
Uzman ve başöğretmen olabilmek için ulaşılacak puanlar belirlenirken bunların elde edilebileceği süreler dikkate alınmalıdır. Uzman veya başöğretmen olabilmek için kıdem şartı getirilmemelidir. Ancak uzman öğretmen olmak için öngörülen performans puanı da en az 5 yılda ulaşılabilecek şekilde belirlenmelidir. Öğretmenler yaptıkları özverili çalışmalar neticesinde ortalama 5 yıl içinde uzman olabilmelidir. Aynı durum başöğretmenlik için de geçerlidir. Başöğretmenlik için öngörülen performans puanı, en 5 yıl uzman öğretmenlikte ulaşılabilecek şekilde belirlenmelidir. Çalışkanlıklarıyla öne çıkan uzman öğretmenler ortalama 5 yılda başöğretmen olabilmelidir. Bu şekilde çalışan, fedakârlık yapan öğretmenlerin önü açılmalıdır. 
Öğretmen kariyer basamakları için yapılacak sınavda baraj aranmamalı ve bu sınavdan alınan puanın %30’u performans puanına eklenmelidir. Bu şekilde kariyerin %70’inin performansa dayalı olması sağlanmalıdır. Öğretmen kariyer basamakları için performans puanı yeterli görülüp sınav yapılmayabilir. Sınav öngörülmesi durumunda sınavda alan (branş) soruları mutlaka olmalıdır. Çünkü öğretmenlik mesleğinin olmazsa olmazı, alan bilgisi ve eğitim bilimlerindeki yetkinliktir. Dolayısıyla soruların %40’ı alan (branş) bilgisi, %30’u eğitim bilimleri, %20’si genel kültür ve %10’nu mevzuat konularından olmalıdır. Ayrıca sınav öncesindeki eğitimler de bu soru dağılımına göre planlanmalıdır.
Alanında veya eğitim bilimlerinde tezli yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenler, sınavdan muaf tutulmalıdır. Ayrıca bu öğretmenler için kıdem veya performans puanı şartı da aranmamalıdır. Ancak tezsiz yüksek lisans yapanlar ve yüksek lisans yapmış sayılanlar, mahkeme kararları nedeniyle bu kapsamda değerlendirilmesi gerekiyorsa bunlar için 5 yıl kıdem şartı getirilmesi uygun görünmektedir. Bu şekilde bir düzenleme, lisansüstü çalışmaları özendirici olacaktır.
Kariyer basamaklarına göre verilecek ekonomik kazanımlar, öğretmenlerin maaşı, ek dersi, emeklilik ikramiye ve maaşlarına da yansıtılmalı, bu şekilde değerli hale getirilmelidir.
Düzenlemenin hayata geçirilmesi için bir geçiş süreci ayrıca planlanmalıdır. 2006 yılında yapılan düzenlemedeki gibi geçici maddelerle düzenlenecek geçiş süreci, kazanılmış hakları koruyacağı gibi, bazı mağduriyetlerin önlenmesini de sağlayacaktır. Bu kapsamda bir defaya mahsus olmak üzere 5 yılını dolduran öğretmenlerin uzmanlık sınavına, 10 yılını dolduranların da başöğretmenlik sınavına katılabilmesi gerekir. Ayrıca alanında veya eğitim bilimlerinde tezli yüksek yapanların uzmanlığa, doktora yapanların da başöğretmenliğe müracaat edebilmeleri sağlanmalıdır.



Bu içerik toplam 0 yorum ile ortalama nan oy aldı.