Silmek İstediğinize Eminmisiniz ?

Eminseniz Lütfen Evet'e Basın.

KARİYER Mİ BARİYER Mİ?
Talat Yavuz - 16 Ekim 2022
KARİYER Mİ BARİYER Mİ?

Ülkemizde eğitimin güncel tartışma konularından biri de öğretmenler için kariyer sistemidir. Her dönem gündeme gelmiş ancak henüz öğretmenler için işlerlik kazanmış, tartışmaları tamamlanmış bir sistem kurulamamıştır.
2006 yılında yapılan sınav ve ilave puanlama ile belli sayıda öğretmen uzman veya başöğretmen olmuşsa da CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı kısmi iptalle süreç tıkanmış ve ta ki geçtiğimiz şubat ayında Öğretmenlik Meslek Kanunu yayınlanıncaya kadar hiçbir adım atılamamıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile getirilen kariyer sistemi de yeni tartışmalara sebep olmuştur. Özellikle sınav ve öngörülen süreler tartışmanın merkezine oturmuştur. Meslek kıdemi yirmi yılın üzerinde olan öğretmenler bugün uzman öğretmen olsalar bile başöğretmenlik için şanslarının olmayacağını belirterek haklı itirazlarını dile getirdiler. Genel talebin sınavsız, kıdemi esas alan bir kariyer sistemi olduğu öne çıkıyor.
Tam da burada kariyer sisteminden amaç nedir sorusuna cevap aramak gerekiyor. Kanımca kariyer sisteminden her birimiz, öğretmenlerin donanımını artırarak eğitime daha çok katkı yapmalarını sağlayacak bir sistemi anlıyoruz. Bu iyi niyetli çabanın nasıl bir sistemle sağlanacağı konusunda farklı fikirlerimiz veya farklı önceliklerimiz var. Bazı sendikalar ideolojileri gereği veya taktiksel olarak kariyer sistemine temelden karşı olduklarını belirtseler de uygulamada üyelerinin sınavlara girdiği görülüyor.
Mevcut Öğretmenlik Meslek Kanunu çok kötü bir zamanda gündeme geldi ve kalıcı bir kariyer sistemi kurabilmek için önemli bir şans kaçırılmış oldu. Hükümetin, salgın süreci ve Ukrayna- Rusya savaşı ile dengesi bozulan ekonominin olumsuz etkilerini azaltmak için sağlık çalışanları başta olmak üzere birçok gruba hatırı sayılır zam yaptığı dönemde kariyer sistemi öğretmenlerin maaşını artırma yöntemi gibi anlatıldı ve öyle kabul edildi. Haliyle diğer çalışanlara daha çok artış yapılırken öğretmenlere daha az bir tutar sınav şartına bağlanıyor şeklinde tepkilere sebep oldu. Kanunun hazırlık ve meclis aşamasında istişare süreci doğru çalışmayınca ortaya amaca hizmet etmeyecek, tepkilere sebep olan bir kanun çıkmış oldu.
Şansızlıklar devam etti ve kanunun sınav öncesinde öngördüğü eğitimlerin beklenenin çok ötesinde kapsamı geniş tutuldu. Sunuları anlatan hocaların performansı, altı yüz sayfaya yaklaşan ders notları ile sınav öğretmenlerin gözünde aşılması zor dağ gibi görünmeye başladı. Tepkilere sendikalar, lehinde ve aleyhinde görüş belirten gazeteciler dâhil oldu. Giderek içinden çıkılmaz bir hal alan süreç bakanlığın yayınladığı örnek sorularla, sınav sorularının zor olmayacağı vaatleriyle devam etti. Sonuçta yaz tatilini sıkıcı videoları izleyerek geçiren öğretmenler, öğretim yılına uzun süren tartışmaların gölgesinde bazen ölçünün kaçtığı ve hakarete varan konuşmaların yapıldığı bir ortamda başlayacaklar.
Ne yapılabilirdi, nasıl bir sistem kurulabilirdi diye baktığımızda söylenecek çok şey var. Her şeyden önce son sınavdan sonra geçen on altı yılın oluşturduğu olumsuzluk düzgün yönetilerek belirlenen süreler daha makul tutulabilirdi. Doktora yapanlara süre şartı aranmaksızın başöğretmenlik unvanı verilebilirdi. Böylece mevcut doktora yapan öğretmenler ödüllendirilmiş ve doktora için özendirici bir düzenleme yapılmış olurdu.
Uzman öğretmenlik kıdeme yani hizmet süresine, başöğretmenlik ise belli kriterlere bağlanabilirdi. Doçentlikte yapılan puanlama sistemine benzer bir puanlama öngörülebilirdi. Kariyer sisteminden önce kıdeme bağlı maaş artışında düzenleme yapılarak yeni başlayan bir öğretmen ile otuz yıllık bir öğretmenin maaşı arasındaki fark, tecrübeye değer verecek şekilde düzenlenebilirdi. Bu düzenleme ile kurulacak kariyer sistemi üzerindeki baskı azaltılabilirdi.
Branş ayrımına girmeden bütün öğretmenleri aynı eğitime almak da tepkilere neden olmuştur. Öğretmenlik formasyonu almış herhangi bir branştan bir öğretmeni kendi alanından değil de tekrar öğretmenlik formasyonu konularından eğitime alarak kariyer sahibi yapmanın eğitime katkısı tartışmaya açık bir konudur. 
Kariyer sistemini kurgulamadan önce belli ilkeler üzerinde mutabakat sağlanmalıdır. Yaptırım değil teşvik, zora koşma değil özendirme, maddi yönü kadar eğitime, kişisel gelişime katkısı ön planda tutulmalıdır. Eğitim yapılacaksa klasik eğitim yöntemleri ile değil gelişen uygulamalı, etkinlik merkezli eğitim yöntemler tercih edilmelidir.
Dünya örneklerine bakılarak bize en yakın model örnek alınabilir. Yoğun ve zorluk derecesi yüksek sınavlardan geçerek atanan öğretmenleri, yıllar sonra tekrar sınava sokmadan bir sistem kurabilmenin mutlaka bir yolu bulunabilir. Yaptığımız kısa bir araştırma ile öğretmenler için kariyer sistemi sadece bizde değil birçok ülkede tartışmalara sebep olmuş durumdadır.  İtalya’da bir milyon öğretmenden uzman öğretmen yapılmak istenen beş bin öğretmen için çıkan tartışmalar, ülkemizdeki tartışmalardan geri kalmamıştır.
Doğru yaklaşıldığında öğretmenlerin kendini geliştirmek için istekli olduğu görülecektir. Yeter ki yaptırımdan, zora koşmaktan, ekonomik kayıptan konu açılmasın. Bunun örneklerine birçok defa şahit olmuşuzdur. İdareci atamalarında yüksek lisans ve doktoraya verilen ek puanlarla binlerce idareci ve öğretmen yıllar sonra üniversitelerin kapısını çalmış hem ücretini ödemiş hem de sınavlarını başarmıştır.
Öğretmenlik zaten bir ihtisas mesleğidir diyerek bilginin çok hızla yayıldığı, değiştiği dönüştüğü bir çağda, herhangi bir gerekçe ile öğretmenin kendini geliştirmesinin önüne geçmemek gerekir. Kariyer sistemi ile hizmet içi eğitimler beraber planlanabilir. Birbirini tamamlayan iki sistemle hem öğrenciler hem öğretmenler kazanır.
Kurulacak kariyer sistemi idareci atamaları ve hizmet içi eğitimle koordineli olarak planlandığında, göreve yeni başlayan bir öğretmene yol gösterilmiş, hangi şartları sağlarsa nelere sahip olacağı sunulmuş olacaktır. Okul müdürlüğünden daha üst görevler için de bu aşamalarda elde edilen donanımlar kullanılabilir. 
Ülkemizde tartışmalara sebep olan benzer düzenlemelerin akıbetine baktığımızda, öğretmenlerin kariyer sisteminden çok bariyer sistemine benzettiği bu sistem daha çok değişime uğrayacaktır. Özelikle sınav üzerinden çıkan tartışmalar ileride bu sınavların kaldırılacağını bize şimdiden göstermektedir. 
Ülkemizin geleceğine, öğretmenlerimizin bütçesine, ülke olarak kalkınmamıza katkı sunacaksa mutlaka bir yolunu bulup öğretmenler için kariyer sistemine işlerlik kazandırmamız gerekiyor. Öğretmene zam almak kolay, sistem kurmak ise çaba gerektiriyor.
 



Bu içerik toplam 0 yorum ile ortalama nan oy aldı.