Eğitim Müzakeresi Yapıldı
22 Mayıs Pazartesi günü Enderun Özgün Eğitimciler Derneği tarafından düzenlenen “Eğitim Müzakereleri” programımızın davetlisi Dr. Vahdettin Işık idi. Değerli hocamız ile “Eğitimde Klasik ve Modern Yöntemlerin Mukayesesi” konusunu masaya yatırmış olduk. Çok kıymetli eğitimcilerin katkısı ile iki saati aşan keyifli ve verimli bir müzakere gerçekleştirdik. Açılış ve selamlamanın ardından sözü alan Vahdettin Işık hocamız öncelikle “Geleneksel Eğitim” ve “Modern Eğitim” kıyaslamasında aklına ilk gelen şeyin Medrese Eğitimi ile Modern Mektep Eğitimi karşılaştırması olduğunu ifade etti. Olaya kendi medeniyetimiz ve tarihimiz açısından bu şekilde bakılması gerektiğini ifade eden Işık, sonrasında ise şu formülasyon ortaya koydu: Medrese, Alim yetiştirirken Mektep ise Aydın tipolojisi üretir. Bunun da en önemli sebebinin Medrese kültürünün varlığa bütüncül yaklaştığını, Modern eğitim sisteminde ise parçalı bir yaklaşım olduğunu ifade etti. İki eğitim sisteminde de kendi bakış açıları ile bağlantılı olarak bir medeniyet inşa etme ve ortaya bir insan tipi çıkarma konusunda ortak bir amaçların olduğunun altını çizdi.
En önemli farklılığın ise iki eğitim sisteminin arka planında bulunan felsefik yaklaşımın oluşturduğu hayat görüşünde olduğunu ifade eden Işık, hayatın anlamlandırılması ve adlandırılması ortaya çıkan yöntem ve usulü de farklılaştırdığını söyledi. “Hayat” kavramının anlamlandırılmasındaki farklılık her şeye sirayet etmiş ve süreci birbirinden ayırmıştır. İslam Medeniyeti “hayat” kavramını bütün olarak -hem dünya hayatı hem de ahiret hayatı – değerlendirmiştir. Bu da eğitimdeki yaklaşımı olduğu gibi farklı bir hale getiren önemli bir etki olmuştur. Modern eğitim sisteminin temelini oluşturan yaklaşım da ise gayb alemi yok sayması hayatın sadece Dünya dan ibaret sayılması eğitime bakış açısını da şekillendirmiştir. Bu minvalde bakıldığında esas farkın iki sistem içinde değerlendirildiğinde çıkış noktaları olduğu görülmektedir. Nokta-i nazarın manzarayı değiştirmesi gibi çıkılan yer ve bakılan yer genel yaklaşımı da tamamen değiştirmiştir.
Modern Eğitim Sisteminde insan fail-i mutlak olarak kabul edilir. Bu sebeple her şeyin merkezine insan konulur. Ve sistem onun üzerinden şekillenmektedir. Bu amaçla Modern paradigmanın yetiştirdiği insan tipinin temel dört özelliği vardır:
- Modern anlayış hayatın ve varlığın merkezine insanı konumlandırır.
- Aklı mutlaklaştırır ve bilimcilik algısını pompalar.
- Varlığı sadece şimdi ve burada olan olarak kabul eder. Gayb alemi yoktur.
- Sosyal Darvinizm de denilebilecek “Tarihselcilik” inancı vardır.
Bu bağlamda modern sistem yaratıcıyı hayatın içinden çıkarmış ve varlığa tek tahakküm eden canlı olarak insanı merkeze almıştır. Hatta yer yer yaratıcıyı yok saymanın ötesinde ona düşman olmuş ve kendini tam karşısında konumlandırmıştır. Bu temel yaklaşım eğitime dair temel birçok hususla birlikte tüm yöntemleri de kendi içinde bu minvalde şekillendirmiştir.
İslam Medeniyetinin vaz ettiği yaklaşımda ise yukarıda bahsedilen maddelerin zıttına eğitimdeki temel amacın “Amel-i Salih” olduğu bu bakış açısının varlığım tüm parçalarını etkilediğini görürüz. Akıl ise tek mutlak olmayıp vahyin ışığında yol alabilen en önemli meziyetlerdendir. İnsan Rabbini ve kendini bildiği sürece tekamül seviyesine ulaşabilir. Tarihin hangi dönemi olursa olsun tekamül ancak insanın asli vazifesini ifa etmesi ile bağlantılı bir durumdur.
İki yaklaşım arasındaki yöntem kıyaslaması ezberci ve öğretmen merkezli ya da öğrenci merkezli olmanın çok ötesinde temel hususlarla yapılmalıdır. Yüzeysel değerlendirmeler sorunu çözmeyeceği gibi sorunu anlamamıza bile yetmeyecektir.
Modern Eğitim Sisteminin en önemli aşamalarından biri de Ulus Devlet Yapılanması ile birlikte kitlesel eğitim doğal olarak okullaşma sürecidir. Bu süreç aslında devlet adına istenilen tipte bir vatandaşın yetiştirilmesi amacına matuf organize edilmiştir.
Vahdettin Işık hocamızın konuya dair temel görüşlerinin sonrasında katılımcılarımızın soru ve katkıları ile programımız nihayet bulmuştur.
